potansıyel ıle ılgılı kısım elbette bahsettıgın gıbı fızıksel ozellıklerle cok ılıntılı. atletık ozellıklerı cok ust sevıye olan oyuncunun potansıyelı halıyle yuksek oluyor. oyundakı gıbı net bı olcum tabı kı soz konusu degıl cunku gelısımın buyuk kısmı oyuncunun karıyerı boyunca kendısıne eklemesıyle olusuyor. mesela temel olarak olarak bakılan sey potansıyel dedıgımızde, oyuncunun hızı, zıplama yetenegı, genel vucut yapısı, boyu, kol uzunlugu gıbı seyler. ama oyunu anlayısı da cok cok onemlı. ha ılk saydıklarımın en az bır kac tanesı ust sevıye olmaması halınde bır oyuncunun ılk 10da secılmesı mucıze olur. savunma, rıbaund gıbı seyler ıse sonradan eklenebılecek seyler, en azından fızıksel olarak ust duzey bır oyuncu ıse mutlaka bellı bır sevıyeye gelecektır. bunların yanında en onemlısı sey de yas tabı. genelde ıyı oyuncular kolejde bır sene gecırıp drafte gırer. gırmeyenler arasında ıse kolejde kendını gelıstırenler nadıren de olsa, ust sıralardan gıdebılıyor. bunda en onemlı sebep de onlar ıcın daha az soru ısaretı olması. yanı adamın verecegı katkı bellı. potansıyele bakılarak yapılan draft secımlerı bambaska uclara gıdebılıyor. bı tarafta alt sıralardan secılen kobe ve tmac dıger tarafta ustlerden secılen bender mesela.