Umarım Tanjevic daha Belçika maçının devre arasında takımın asıl oyunkurucusunun Ender olması gerektiğini anlamıştır.
Takımı Barış'a bırakmak, takımı katletmektir resmen. Hatta Barış yerine, Doğuş'un kadroya alınması fikri bana daha hoş geliyor. En azından birkaç duruma hazırlıklı bir görev adamını da kadroya almış oluruz ama yüzde doksan Barış'ın alınacağı da bir gerçek maalesef (en azından benim hoşumu gitmeyen bir durum).
Barış'ın yaptıklarını (ya da yapamadıklarını) Belçika gibi vasat bir takıma karşı görünce daha da emin oldum. Takıma düzeni oynatamıyor (yani bir oyunkurucu olarak oyunu kuramıyor), defansta gayretli olmaya çalışıyor ancak fazla agresiflikten saçma sapan fauller ve işler yapabiliyor (ayrıca arada sırada adamını unutuyor), hadi bari ceza şutunu sok diyorsun ; daha enteresan tercihlerde bulunuyor, potayı saçma sapan zorluyor, yüzdesi de sırf ceza şutu için alınmasını gerektirecek iyilikte değil (ceza şutu için adam alacak olsak top sürmesini bilmeyen Serhat'ı alırdık o da ayrı mesele).
Hadi hepsini geçtim, bari fastbreak'te uzun oyunculara pas atma kardeşim. Onu da biz mi öğretelim. Daha bu maçın ilk yarısında iki fastbreak'in ikisinde de uzunlara pas attı. Hadi birisi Kerem Gönlüm'dü hatalı yürüme yapmadı. Ya Ömer Aşık'a attığı? Hücumu katletti, topu kaybetmedik diye sevindik.
Şu an elimizdekilerin en iyilerinden birisi gibi gözüküyor ancak yine de dediğim gibi görev adamı vasıfıyla Doğuş'u kadroya almayı yeğlerim. En azından tempo artırabilecek, ribaunta yardım edebilecek, savunma yapabilecek bir oyuncumuz bulunmuş olur benchte.